30 Ağustos 2007 Perşembe

Bardakta Vişne Güzeli :)



Bu tatlıda Esra'nın ziyaretinde yaptıklarımdandı ama bloguma eklemek bugün kısmetmiş :))). Çok hafif ve basit bir o kadar da lezzetli Vişne Güzelimiz. Bu tatlıyı ilk kez Mimaraşcımız Kübra'da yemiştim ve tek kelimeyle bayılmıştım. Sonrasında vazgeçemediklerimden oldu. Aslında daha önce bunu hiç bardakta denememiştim hep borcama yapıyordum ama bu defa değişiklik olsun dedim. Hem servisini bardakta yaptım hem de üzerine sos yaptım, bir de malzemeleri yarıya indirdim :). Tam 6 kişilik oldu.

Malzemeler;

En alt kat için;
1 kase vişne
150 gr petibör bisküvi
1 su bardağı ceviz

Orta kat için;
2,5 su bardağı
1/5 su bardağı un
1/5 su bardağı şeker
1/5 paket krem şanti
Üst kat için;
3 çorba kaşığı nişasta
1/5 su bardağı şeker
1 küçük paket vişne suyu


Önce bisküvileri rondodan geçiriyoruz, ben rondomun azizliğine uğrayınca bu işlemi elimle yaptım. Aynı şekilde cevizleride parçalıyoruz ama çok küçültmüyoruz. Vişnelerimizin çekirdeklerini çıkarıyoruz ve bu üçünü güzelce karıştıryoruz. Bunu bardakların en altına eşit şekilde koyuyoruz.
Daha sonra şekeri, unu ve sütü karıştırıp puding kıvamına gelene kadar pişiriyoruz ve altını kapattıktan hemen sonra krem şantiyi ekleyip karıştırıyoruz. Bunuda vişneli-bisküvili harçımızın üzerine bardaklara paylaştırıyoruz.

Son olarakta nişasta, şeker ve vişne suyumuzu karıştırıyoruz ve karıştırmaya devam ederek pişiriyoruz. Çok fazla koyulaşmadan bardaklarımızın üzerine sosumuzu da koyuyoruz ve soğumaya bırakıyoruz.

Sıcak yaz günlerinden buzdolabından çıkarıp serin serin yemek süper oluyor ;)

28 Ağustos 2007 Salı

Patatesli Ev Böreği


Patatesli ev böreği de nasıl oluyormuş demeyin, bildiğimiz patatesli börek :))) Neden ev böreği dediğimi sorarsanız bebekkokusundan arkadaşım Seda bu böreğe "ev böreği" demiş, ben de onun tarifini minik değişikliklerle kullandığım için ismini değiştirmek istemedim :))) . "Ev böreği" olmasının sebebi yufkayı kendimiz açmamız :))).

Yufka açma konusunda oldukca başarısızım ama annemle yaptığımız erişte ve su böreği çalışmalarından sonra pratiğimi epey geliştirdim. Artık börek yapabilecek kadar açabiliyorum galiba :))))))).

Eveeet tarife gelince;

IC MALZEMESI;
1 kilo patates,
1/5 su bardağı zeytinyağı
3 adet soğan
1 kaşık salça

Pulbiber, karabiber, nane ve tuz

Patatesi haşlayıp çok püre olmayacak şekilde ezdim. Soğanı doğradım, yağda kavurdum. Salçayı ekledim. Daha sonra patatesi ve baharatları ekleyerek içi hazırladım.


Hamurunu 1 kilo un, ılık su ve tuzla hazırladım ve dinlenmesi için bıraktım. Toplam 10 beze çıktı hamurumdan. Yufkayı açtıktan sonra içi koydum ve yuvarlayarak böreği hazırladım. Üzerine 1 yumurtayı biraz yağla çırpıp sürdüm ve 200 derecede pişirdim.

Yeme aşamasına gelince acemişef'imiz Esra ile afiyetle yedik :))).

Not: Böreğin yanındaki kısırı herzaman ki tarifimle yaptım ;)

26 Ağustos 2007 Pazar

Memleket Ziyareti ve Köy Düğünü











Geçtiğimiz hafta 6 gün için memleket (Çorum - Osmancık) ziyareti yaptık eşimle. Dolu dolu geçen 6 gün oldu. Göz açıp kapayana kadar baktık ki iznimiz dolmuş, dönüş hazırlıkları başlamış....

Bu ziyarette yakın bir arkadaşımın köyde yapılan düğününe de katılmak nasip oldu. Düğün toplam 3 gün sürdü. Birinci gün akşam erkek tarafında "çemçerez gecesi" oldu, kına gecesi gibi birşey. O akşam gelinin saçlarına kına yakıldı. İkinci gün kız evinde yemek verildi ve düğün oldu. Aynı gün akşamda "kına gecesi" oldu. Üçüncü gün caminin bahçesinde dualarla damat giydirildi. Buna "damat donatma" diyorlar. Hemen akabinde yine yemek verildi. Daha sonra "horoza koşma" oldu. Bunda da gençler yalın ayak koşarak yarıştılar ve koşu yolunun sonunda tutlan horoza ilk dokunan horozu kazandı :)))). En ilginç tarafı buydu benim için. Bu adet nereden gelir, ilk nasıl ortaya çıkmış bilmiyorum ama en eglenceli ve heyecanlı bölüm olduğu kesin :))) . Bunun sonrasında ise gelin alma oldu. Bu düğünü görünce ne kadar kolay evlenmişim diye düşündüm :))))))).

Bizim oralarda düğünler yemekli olur, bakır kazanlarla yemekler pişer. İki gün herkeze yemek verilir. Menünün vazgeçilmezleri ise keşkek, helva ve pilavdır. Yemeklerin fotografları peşinde koştururken düğünün hiç fotoğrafını çekmemişim :).


Keşkek bir gece öncesinde pişirilir ve samanlığa gömülür (sanırım sabaha kadar sıcağıyla kalsın demlensin diye). Ertesi gün içine et atılır ve ezilir. Üzerine tereyağı eritilir.














Osmancık'a (Çorum) gidilirde leblebi almadan dönülür mü??? Bizde dönüş yolculuğumuza çıkarken leblebiciye uğradık. Leblebi deyip geçmeyin, tahmin edemeceğiniz kadar çok çeşidi var; tuzlu, baharatlı, şekerli, soyalı, acılı, sade, çıtır, çikolatalı, sütlü vs vs.... Leblebiciler rengarenk :). Yolunuz Osmancık'tan geçerse leblebi almadan geçmeyin ;)

Bunlar eşimin makinasından kareler....















14 Ağustos 2007 Salı

Ye#25 Kahvaltı - Yumurtalı Fasulye Kavurması

KAHVALTI YE

Bu ay etkinliğin konusunun kahvaltılıklar olduğunu öğrenince çooook sevindim. Kahvaltı sofralarım için bu etkinlikten çok faydalanacağımdan eminim :). Tam benlik olmuş bu ayki konumuz :))). Aslında tariflerimizi ayın 20 sinde yayınlayacaktık ama ben önümüzdeki bir hafta boyunca bloguma giremeyeceğim için affınıza sığınarak bugünden yayınlamak istedim tarifimi.

Yumurtalı Fasulye Kavurması taze fasulyeylede yapılıyor ama ben fasulye kurusuyla yapılmış olanı sizinle paylaşmak istedim. Her ne kadar sebze kuruları kışın yemek için hazırlansa da ben kuruları çok seviyorum ve her mevsim zevkle pişiriyorum ve yiyorum.

Yeşil fasulyeyi iki şekilde kurutuyoruz. Birincisi klasik yemeklik haliyle, ikincisi de kavurması için ortadan ikiye keserek. Eğer fasulye kurunuz yoksa aynı tarifi yaze fasulyeylede yapabilirsiniz.


Malzemeler;
1 kase (orta boy) yeşil fasulye kurusu
1 büyük soğan
Salça
Tercihinize göre sıvıyağ, margarin veya tereyağı
3 Yumurta
Tuz

İlk önce fasulyeleri haşlıyoruz. Daha sonra soğanı güzelce kavuruyoruz, salçayı ve tuzu ekliyoruz ve sonrada fasulyeyi ekleyip biraz daha pişiriyoruz. Piştikten sonra üzerine yumurtaları kırıyoruz. Veee son olarakta servis yapıp afiyetle yiyoruz :).


Söz konusu kahvaltı olunca geçen hafta eltimin yaptığı haşhaşlı çöreğide eklemeden geçemeyeceğim. Maalesef yapım aşamasında olmadığım için sadece son halini fotoğraflandırabildim ama birara kendim yapıp yapım aşamalarınıda eklerim ;) Elticiğim ellerine sağlık, süper olmuştu....

Sebzeli Tavuk Güveç


Son bir haftadır dikiş dikmekle o kadar meşguldüm ki mutfağa girsemde yaptıklarımı ekleme fırsatım bulamadım. Çok şükür bu akşam itibariyle dikişleri bitirdim :) İnşallah önümüzdeki hafta onlarıda eklerim :). Bu akşam iki tarifi aynı anda ekleyip arayı kapatmaya çalışacağım :)).

Bu hafta yogunluğun arasında işin kolayına kaçtım hep :) Bu tarif uyduruk oldu biraz. Dolapta ne varsa onlardan ortaya birşeyler çıkarmaya çalıştım. Sonuç mükemmeldi :)))).

Tarife gelince....

Malzemeler;
1 tavuk göğsü
3 küçük patates
2 küçük domates
1 patlıcan
1 kabak
Kekik, nane, karabiber, kırmızıbiber, biberiye...
Tuz
Biraz salça

Domates dışında tüm malzemeleri aynı büyüklüte küp küp doğradım. Domatesleri de küçük küpler halinde doğradım. Hepsini baharatlar, tuz ve salça ile bir kapta harmanladım ve güveçlere doldurdum. Güveçlere biraz da su ekledim. Güveçlerin üstünü alüminyum folyo ile kapattım ve fırında pişirdim.

Bloga eklemek yaparken hiç aklıma gelmemişti ama yerken bu tarifi paylaşmalıyım diye düşündüm. Bu yüzden yapım aşamalarının fotografları yok :( . en son haliyle idare edicez artık :)).

7 Ağustos 2007 Salı

Ayvalık, salçalı köfte ve 3 salata

Geçen haftasonu Ayvalık'ta teyzemizi ziyate gittik. Bol bol hasret giderdiğimiz 2 güzel gün geçirdik. Atalarımız "yediğiniz içtiğiniz sizin olsun, gezdiğinizi gördüğünüzü anlatın" demişler ama ben blogumun içeriği yemek olduğu için yediğim ve çok beğendiğim için yediklerimden birşeyleri payşamak istiyorum :) Nurcan ablacığımın ellerine sağlık, çok becerikli. Elini hangi yemeğe dokunduysa lezzetine lezzet eklendi...

Birincisi salçalı köfte... İlk kez yedim ve köfteye salça koyulduğunu ilk kez duydum. Mutfakta ne kadar acemi olduğumu birkez daha farkettim :). Çok güzel olmuştu. bildiğimiz köfteye ek olarak biraz domates salçası, biraz da biber salçası koyuluyor.





3 tane de birbirinden lezzetli salatamız vardı. 3 ü de Nurcan ablamın ellerinde çıktı :) Çok basit ama çok da güzel oldular.
Patlıcan salatası için önce bahçeden topladığımız tombul patlıcanları mangalda közledik. Sonra kabuklarını soydu ve ince ince doğradı. İçine sarımsak, tuz, limon ve zeytin yağı koydu. Hmmmmm nefis olmuştu. Koca bir tabak salatayı yedik :)))






İkinci salata benim gibi yeşil severlerin keyifle yiyecekleri bir salata oldu. Bahçeden topladığı semizotu, nane, dereotu, maydanozu ve domatesi doğradı. Üzerine tuz, elma sirkesi ve zeytin yağı ekledi. Süper oldu :))





Üçüncü salatamız soğan salatasıydı. Soğanları yarım ay şeklinde doğradı. Daha sonra soğanları onları tuzla ovaladı ve bol su ile yıykayıp sıktı. İçine sumak, kırmızı biber ve limon ekledi. Bize de afiyetle yemek düştü :)).






Ve tabii mangal yanınca olmazsa olmazlarımızdan közlediğimiz biberlerimiz vardı :)). Diğerleri gibi biberlerimizde bahçedendi. Tabaktakilerin azlığına aldanmayın, tabağa girmeden önce mangalın başında biberlerin çoğunu yedik :))))

2 Ağustos 2007 Perşembe

Su Böreği

Eveeeeet sonunda rejim bitti. Kaç kilo verdiğimi ne siz sorun ne ben söyleyim :))) Az da olsa birşeyler verdik :))). Hazır rejim bitmişken ve annem hala Osmancık'a (Çorum) dönmeden su böreği yapıp stoklayalım istedik :). Aslında ikimizde bu kadar çok yapacağımızı tahmin etmemiştik ama günün sonunda 5 tepsi böreğimizi oldu :) Birazını o akşam yedik kalanıda dondurucudaki yerini aldı :)

2 tepsilik hamur için;
8 yumurta
1 su bardağı su
Aldığı kadar un

Önce yumurtaları kırdık, suyu ekledik ve bunu güzelce çırptık. Daha sonra unu ekleyerek hamurumuzu hazırladık. Hamurun kıvamı katıya yakın oldu. Hamurumuzun üstünü nemli bezle örtüp dinlenmeye bıraktık.


Daha sonra hamurdan 14 beze hazırladık. Bir tepsi için 7 beze yeterli.









Annemle birlikte önce yufkaları açık. Bu arada bende hamur açma pratiği yapmış oldum :)). Annem kadar hızlı yapamasamda fena değildi yufkalarım.

Yufkalar kurumasın diye iki tepsilik olunca yufkalarımız diğer işlemlere geçtik.










Önce yufkaları dörede böldük ki haşlaması kolay olsun, daha sonra da sırası ile yufkalarımızı kaynar suya, soğuk suya koyduk ve daha sonrada suyu aksın diye ters çevrilmiş süzgecin üzerine aldık.









Ben bu işlemleri yaparken annemde yufkaları tepsilere yerleştirerek böreği hazırladı. Bir bölümünü çökelekli, bir bölümünü de kıymalı yaptık. En alta koyduğumuz yufkayı ıslatmadan koyduk. Yufkaların aralarına çok az eritilmiş tereyağı koyarak hazırladık böreği.










Tepsiler hazırlandıkca sırayla pişirdik :). Sadece son tepsiyi fırında değilde bakır tepside ocağın üzerinde çevirerek pişirdik. En güzelide o olmuştu :)).

 
MySpace Backgrounds