24 Eylül 2008 Çarşamba

Muhallebili Kadayıf


Geçte olsa iftar tariflerimi paylaşmaya devam ediyorum ama tarifime geçmeden önce blogumdan ayrı kaldığım zamanlarada nelerle meşgul olduğumdan bahsetmek istiyorum biraz ;).

Geçen hafta sonu seminerlerimiz vardı. Yogun ama bir o kadar da verimli geçti hafta sonum. Mesleğimle ilgili gerçekten faydalı bilgiler edindim. Vee bende örnek bir ders anlattım seminerde :))). Görev bana verildiğinde hangi konuyu anlatacağımın düşüncesi sardı beni. Karşımdaki 100 ün üzerindeki İngilizce hocasına başlangıç seviyesindeki bir dersi anlatmak beni çok endişelendirdi. Ama hazırlıkların sonunda ortaya oldukca eğlenceli bir ders çıktı :))). Ben çok eğlendim ve ders sonundaki tepkilerden arkadaşlarında çok eğlendikleri belliydi :))).

Bu eğlenceli olayın üzerine süper bir tatlı gider :). Bu tarifi Portakal Ağacından aldım. Hem misafirlerimden hem de benden tam not aldı. Daha önce yemiştim muhallebili kadayftan ama yapmayı hiç denememiştim. Aslında uygulaması kolay bir tarif. Ben genelde şerbetli tatlıları tuturamamaktan çok endişelerim ama bu tarifi aynen uygularsanız sonuç çok güzel oluyor.

Malzemeler:

Yarım kg kadayıf
125g tereyağı+125g margarin ( ben 250 gr teremyağ kullandım)


1 lt süt
5 yemek kaşığı pirinç unu
2 yemek kaşığı toz şeker
Şerbet:
4 su bardağı toz şeker
3,5 su bardağı su
Birkaç damla limon

İlk önce teremyağı erittim ve ılımasını bekledim. Bu arada sütü, pirinç ununu ve şekeri iyice karıştırarak pişirdim. Muhallebiyi ara ara karıştırarak soğuturken, bir yandan da ılımış yağ ile kadayıfı tel tel ayırarak karıştırdım. Yağladığım tepsiye kadayıfın yarısını yaydım ve elimle sıkıştırdım. Sonra araya muhallebiyi döktüm ve kalan kadayıfıda muhallebinin üzerine yaydım ve sıkıştırdım. 180 derece fırında üzeri iyice kızarana kadar pişirdim.

Bir yandan da şerbet için su ve şekeri kaynattım. Daha sonra bir kaç damla limonu ekleyim birkaç dakika daha kaynattım ve ılımaya bıraktım.

Kadayıfı fırından çıkarınca sıcakken ılık şerbeti ekledim ve şerbeti güzelce çekmesi için üzerini kapattım. Soğuduğunda servise hazırdı :)

Afiyet olsun!

15 Eylül 2008 Pazartesi

Sulu Köfte ve Güllaç - İftar davetleri devam ediyor ;)


Ramazan boyunca eski birikmiş tariflerimi değilde iftar için yaptıklarımı paylaşmaya kararlıyım :)). Cuma akşamıda misafirlerim vardı. O gün öğleye kadar işte olduğum için iftara hazırlanmak için çok fazla vaktim yoktu. Hem hazırlaması vakit almayan hem de lezzetli birşeyler hazırlamak istedim.
Menümüz; tarhana çorbası, sulu köfte, pilav, salata, kızartma ve güllaçtı. Ben sizlerle sulu köftemi ve güllacımı paylaşmak istiyorum.

Güllacı ilk kez yaptım ve hazırlamak tahmin ettiğimden çok çok daha kolaymış ve kısa sürede hazır oluyormuş :)). Tam benlikti anlayacağınız ;).

12 adet güllaç için 2,5 litre süt ve 2,5 su bardağı şeker kullandım. Arasına da dövülmüş fındık kullandım. Sütü şekerle birlikte kaynayana kadar ısıttım. Derince bir kaba aldım. Güllaç yapraklarını şekerli süte batırarak tepsiye yerleştirmeye başladım. Güllaç yapraklarının yarısını kullandıktan sonra araya fındıkları koydum ve aynı şekilde kalan güllaç yapraklarınıda fındıkların üzerine yerleştirdim. Kalan sütüde üzerine döktüm ve üzerini dövülmüş antep fıstığı ve franbuaz ile süsledim.

Sulu köftenin tarifine gelince;

Malzemeler

Yarım kilo kıyma
1 adet orta boy soğan
Yarım kahve fincanı kadar pirinç
2-3 adet havuç
6-7 adet patates
Kimyon
Karabiber
Tuz
Un
Salça
İşe köftenin harcını hazırlamakla başladım. Soğanı rendeledim. Kıymayı, rendelenmiş soğanı, yıykanmış pirinci, kimyonu, karabiberi ve tuzu birlikte güzelce yoğurdum. Ve fındıktan büyük, cevizden küçük parçalar alıp yuvarladım ve içine un koyduğum bir tepsiye aldım. Yaptığım köfteleri una buladım.

Daha sonra havuçları yarım ay şeklinde doğradım ve tencereye koyup rengi değişene kadar kavurdum ve salçayı ekledim. Daha sonra doğradığım patatesleride ekledim ve birazda birlikte karıştırdım. Suyu ekledim ve kaynamaya başlayıncada köfteleri ekledim. Tuz da ekleyip kısık ateşte pişirdim.

Afiyet olsun!

8 Eylül 2008 Pazartesi

Yayla Çorbası - İftar Bereketi Etkinliği 2

Onbir ayın sultanı geldi, geçiyor bile... Çocukluğumdan bu yana Ramazanlar hep özel olmuştur benim için, en çokta iftar davetlerini sevmişimdir. Ramazanın kışa geldiği yıllarda iftar davetleri eskisi kadar olamıyordu ama Ramazan yaza döndükce iftarlarımızda hareketlenmeye başladı. İzin günlerimi misafirlerime ayırmaya karar verdim. İlk iftarımızı yaptık ve Ramazan boyunca tüm izin günlerim içinde planlarımı yaptım bile :))).

Cumartesi akşamı 20 misafirim vardı. Çok güzel bir akşam geçirdik. Menümüz; yayla çorbası, etli kuru fasulye, pilav, fırın tavuk, domates soslu patlıcan-kabak- biber kızartması, salata ve hurma tatlısı. Aslında niyetim iftar soframızı sizinle paylaşmaktı ama iftar telaşından ancak çorbamızın fotografını çekebildik. İyi ki de çekmişiz çünkü misafirlerim tarafından çok beğenildi çorbam :))).

Bu güzel çorbayla “İFTAR BEREKETİ ETKİNLİĞİ 2” yede katılmak istedim. Ev sahibemiz sevgili Selma. Bu güzel etkinliğe ev sahibesi olduğu için teşekkürler... :)

Tarifimize gelince... Her ne kadar yayla çorbası çok bilinen bir tarif olsada püf noktalarını kaçırmamak adına tarifi Sofra dergisinin eylül sayısından uyguladım :)

Malzemeler - bu ölçüler 6 kişilik, ben 20 kişilik yaptım :) ;

Yarım su bardağı pirinç
7 su bardağı su (aslında 3 su bardağı et veya tavuk suyu, 4 su bardağı su idi ama ben pratik olsun diye 1 adet et bulyon kullandım)
1 su bardağı yogurt
1 yumurta
1 tatlı kaşığı tepeleme un
Ve tuz

Su ve pirinç dışındaki tüm malzemeleri birlikte çırptım. Daha sonra bulyonu bir bardak suda erittim ve kalan suyu ve diğer malzemeleri karıştırıp ocağa aldım. Çırpıcı ile karıştırarak kaynayana kadar karıştırdım. Daha sonra yıykadığım pirinçleri ilave ettim ve pişirdim. Servis yapmadan öncede tereyağını erittim, kırmızı biber ekleyip çorbanın üzerine gezdirdim. Nane ile servis yaptım.

Afiyet olsun!

 
MySpace Backgrounds