15 Ekim 2008 Çarşamba

Baklava

Son haftalarda bu yıl ki öğrencilerimin kayıtları, seviye tespit sınavları ve grupların oluşturulmasıyla meşguldüm veee sonunda bugün ilk dersimizi yaptık :))). Benim içinde heyecan dolu bir gündü :)). Öğrencilerim merak ve heyecanla karışık bakışlarıyla birşeyler öğrenmek için karşımdaydılar. Güzel bir başlangıç yaptık ve inşallah güzel bir yıl geçiririz birlikte :).

Bu leziz baklavalarımıza gelince annemle birlikte yaptığımız bayram baklavalarımızdı. Klasiğin dışında olsun itedik ve baklavalarımızı bizi biraz uğraştırsada farklı şekillerde yaptık. Bir bölüme gül şekli verdik, kalanınıda kırışık baklava yaptık :).
Her iki şeklinde hamuru ve iç harcını aynı yaptık. Aşağıda verdiğim ölçüler bir tepsi için ama biz bunun çok çok fazlasını yaptık. Annemler ailede büyük olunca bizde Ramazan bayramları için bol miktarda baklava yapılır. Hatta annemle işin ucunu kaçırırız genelde :))). Ben payıma düşen bir tepsiyi bayramda tükettim, kalanınıda derin dondurucuda beklemeye aldım :). Bekledikleri bazı misafirlerim var ;) Vakti zamanı gelince şerbetlenip yenmeyi bekliyorlar.
Malzemeler;
Hamuru için;
2 çay kaşığı sirke
3 çay kaşığı kabartma tozu
3 çay kaşığı tuz
3 tatlı kaşığı şeker
1 yumurta
1 çay bardağı süt
1 çay bardağı yogurt
85 gr eritilmiş ve ılıtılmış tereyağı veya margarin
Aldığı kadar un
Ve yufkaları açmak için nişasta
Nişasta dışındaki tüm malzemeleri karıştırarak hamurumuzu elde ediyoruz. Cevizden biraz büyük bazalar hazırlayıp yufkaları nişasta kullanarak açıyoruz.
İç harcı için;
Dövülmüş fındık veya ceviz
Ve biraz şeker
Biz baklavaların bir bölümünü cevizli, bir bölümünü fındıklı yaptık. Bunları baklavanın içine koymadan önce içine şeker karıştırdık.
Şerbet;
4 su bardağı şeker
3 su bardağı su
Birkaç damla limon
Su ve şekeri kaynatıyoruz. Ocaktan almadan önce birkaç damla limon suyu ekleyip birkaç dakika daha kaynatıyoruz.



















Kırışık baklavaya ne isim bulsam diye epey düşündüm ama işin içinde çıkamadım :))))). Kırışıklık yufka oklavaya sarılı iken kenarlarından ortaya doğru sıkıştırılarak yapılıyor. Bu baklava şekli bizim yörede yaygın olarak yapılır. Genelde yufka oklavaya sarılmadan önce iç harcı koyup kırışıklık yapılıyor ama bu kez annemle daha farklı bir yöntem denedik. Diğerinde baklavaların içinde oklavadan kaynaklanan bir boşluk oluyordu. Bu şekilde ise yufkayı boş iken kırıştıyoruz ve bir bezin üzerine açıyoruz. Daha sonra uzun kenarına iç harcımızı koyup kezin kenarını hafifce kaldırarak rulo şeklini veriyoruz. Daha sonrada bu ruloları aynı büyüklükte olacak şekilde kesip tepsiye diziyoruz.
Gül baklavalarımız yapmak biraz oyalasada yapımı oldukca kolay oldu. Yufkalarımızı belirli genişlikte kesiyoruz. en uc tarafına iç harcımızdan koyuyoruz ve yufkanın iki kenarını yukarıda tutarak gülümüzü sarıyoruz. Ve son olarakta yaptığımız gülleri tepsiye diziyoruz.
Tepsiye dizdiğimiz baklavaları fırınlamadan önce üzerine ertilmiş kızgın tereyağı ve margarin döküyoruz. Maalesef yağın ölçüsünü veremiyorum, çünkü işin bu bölümü annemin el ölçüsündeydi :)). Benim mutfak tartılarında yaptığım birşeyi annem el ölçüsüyle benden daha güzel tutturuyor :)))). Yağlanmış baklavalarımızı üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. Şerbet sıcak, baklava soğukken şerbeti ekleyip üzerini kapatarak şerbetini çekmesini bekliyoruz.
Afiyet olsun!

4 Ekim 2008 Cumartesi

Son İftar Sofram ve Misket Köfte Çorbası

Biraz geç oldu ama tüm ziyaretcilerimin geçmiş bayramlarını kutlayarak başlamak istiyorum. Bol ziyaretli, bol tatlılı ve bol şekerli bir bayram geçirdim. Tatlı bir yorgunluk bıraktı ardında. Peşinden geldiği Ramazan gibi tadını damağımızda bırakarak geldi... geçti...

Aslında bayramın hemen sonrasınde ilk ekleyeceğim tarfi bayram baklavamız olmalıydı ama tembel bir blog sahibi olarak bayram sonrasında hala iftar sofralarımdan tarifler eklemeye devam ediyorum :)). Hatta bunlardan sonra ramazana ait bir çorbam daha var sizinle paylaşmak istediğim. İnşallah onuda en kısa zamanda eklerim ;).

Ramazanın son cuma akşamı çok sevdiğim arkadaşlarım eşleriyle birlikte misafirimdi. Aslında biz kızlar kendi aramızda her ay toplanıyoruz ama eşlerimiz dahil olmuyordu. Bu kez buluşmamız iftarda olunca onlarıda dahil ettik buluşmamıza. Bol çocuklu, bol neşeli, bol sohbetli bir akşam geçirdik :). Her zaman ki gibi tadı damağımızda kalan saatler geçirdik :).
Bu çorbada daha önce yediğim ve bunu denemeliyim dediğim leziz tariflerden birisiydi :). İsmi konusunda biraz tereddütte kaldım ama sanırım en uygun isim bul oldu :)). Bulanık fotagrafının aksine aldukca güzeldi :)). Eeee iftar öncesi acele ile fotograf çekilince böyle pürüzler olabiliyor. Fotograf için affınıza sığınarak tarifi eklemek istiyorum :).

Köfteyi aynen daha önce sulu köftede hazırladığım gibi hazırladım. Ama bu kez köfteleri misket kadar yaptım. İşin bu bölümü için epey vakte ihtiyacınız oluyor :)))) Özellikle benim kadar eliniz ağırsa süre konusunu iyi hesaplamanızı tavsiye ederim :)))))))). Yaptığım misket köfteleri unlu kaba alıp una buladım.

Çorbanın terbiyesini ise 1 su bardağı yoğurt, 1 yumurta ve iki kaşık unla hazırladım. Yoğurdu, unu ve yumurtayı güzelce çırptım ve yavaş yavaş su ekledim. Tuzunuda ekledikten sonra kaynayana kadar karıştırdım ve kaynamaya başladıktan sonra köfteleri attım içine. Köfteler pişine kadar kaynattım ve servis yapmadan önce üzerine yağ ve pul biber kızdırdım.

Menümüzün devamında; kızartma, zeytinyağlı pırasa, fırın tavuk, pilav, nohut ve gül tatlısı vardı. Bu sene nerdeyse her iftar sofrasına kızartma yaptım :). Son bir yıldır kızartmadan uzak durmaya çalışıyordum, ramazanda acısı çıkarıp yıllık kızartma eksiğimi tamamladım :)))).


Afiyet olsun!

 
MySpace Backgrounds