20 Temmuz 2009 Pazartesi

Vişne Soslu Kek


Sıcak bir Temmuz gününden sıcacık sevgiler...

Kurs yaz tatiline girdiğinden bu yana tenis dersleri dışında evimde miskinlik yapıyorum. Daha doğrusu eşimin izne ayrılmasını ve tatile gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum :))). Beklerkende bol bol film izliyorum, kitap okuyorum ve temizlik yapıyorum. Yıl içi tempoma göre biraz sıkıcı ama yinede evde vakit geçirmek hiç fena olmuyor. Bu duruma alışmasam iyi olacak sanırım :))).

Vişne soslu kekim bahar aylarından kalma bir tarif. Vişneli her şeyi seviyorum. Tatlı ve ekşinin uyumuna bayılıyorum. Bu yüzden geçen hafta bir kasa vişne aldım ve dondurucumun büyük bölümünü vişne ile doldurdum.




















Veeee koca bir kavanoz vişne reçeli yaptım :))).



Vişne soslu keki kuzenimin çocukları için yapmıştım. Aslında o akşam çok yemek yemiştik ve midemizde kek için hiç yer kalmamıştı ama kek çok lezzetli olmuştu ve tokluğumuza rağmen yemeden duramadık :)))).

Başlangıçta amacım sade kek yapmaktı. Daha sonra dondurucudaki vişneler aklıma gelince vişneli kek yapmaya karar verdim.

Malzemeler;

5 yumurta
2 su bardağı şeker
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı süt
2 paket vanilya
2 paket kabartma tozu
3 su bardağı un

Yumurta ve şekeri şeker iyice eriyene kadar çırpttım. Daha sonra sıvıyağı ve sütü ekleyip biraz daha karıştırdım. Son olarakta unu, vanilyayı ve kabartma tozunu eleyerek karışıma ekledim ve tahta spatula ile karıştırdım. Yağlanmış terpiye kek hamurunu döktüm ve üzerine çekirdekleri çıkarılmış vişneleri sık sık dizdim. Birazda çikolata parçaları koydum. Önceden ısıltılmış fırında kekimi pişirdim.



Bol vişne tadı beni baştan çıkardığı için kekin üzerine vişne sosu yapmaya karar verdim :).

Malzemeler

Vişne suyu
Nişasta
Şeker

Ben bunu yaparken ölçü kullanmadım ama siz bir su bardağı vişne suyu için bir yemek kaşığı nişasta ve istediğiniz miktarda şeker kullanabilirsiniz. Vişne suyu, nişasta ve şekeri iyice karıştırdıktan sonra ocağa aldım ve pudingten biraz daha yumuşak kıvamlı olana kadar pişirdim. Sosu servis yaparken sosu kek dilimlerinin üzerine döktüm.

Tek kelimeyle harika oldu ;). Denemeniz şiddetle tavsiye edilir!


Afiyet olsun!

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Yaz Pastası ve Dönüşüm :)


Nerdeyse 2.5 ay olmuş son tarifimi eklediğimden bu yana... Ne kadar uzun zaman geçmiş şimdi daha iyi fark edebiliyorum. Normalde 1 yıla sığabilecek kadar çok şeyi bir arada yaşayınca blogum hep geri planda kaldı maalesef. Ama artık birikmiş tariflerimle ve deneyeceklerimle burdayım :))).

Dönüşüm bol meyveli bir yaz pastasıyla olsun istedim. Bu pastayı eşimin diksiyon sınıfı için yapmıştım 1-1.5 ay kadar önce.

Benim favorim meyveli ve krem şantili pastalar. Çok basit bir pasta, bu yüzden verebileceğim bir tarifi yok ama meyveli pasta ile ilgili bir püf noktası paylaşmak istiyorum. eğer pastanın arasına meyve koyacaksak pastayı dilimlerken sıkıntı oluşabiliyor, özellikle kolay kesilmeyen meyvelerde. Ben pastanın arasına koyacağım meyveleri minik küpler halinde doğruyorum ve krem şanti ile karıştırıp kalın bir tabaka halinde araya sürüyorum. Hem dilimleme aşamasında çok kolaylık oluyor hem de istedim meyveyi ara için kullanabiliyorum. Mesela bu pastanın arasında armut, muz, kiraz, kayısı, kivi ve çilek vardı. Yiyenlerden tam not aldı hafifliği ve lezzeti ile ;)

Yeni tariflerimde görüşmek üzere...

Afiyet olsun!

22 Nisan 2009 Çarşamba

Ye#44 Yöresel Yemekler - Haşhaşlı Çörek

Herşeyden önce bu güzel konudan dolayı etkinliğin evsahibesi sevgili Mine'ye teşekkür etmek istiyorum. Yemek yapmayı seven tüm arkadaşlar için oldukca faydalı olabilecek bir konu seçmiş. Türk mutfağının ne kadar çeşitli ve lezzetli olduğunu eminim herkes biliyordur ama yörelere ait yemeklerin bir çoğunu bilemeyebiliyoruz. Zaman zaman farklı yörelerin yemeklerini tadıyorum ve her birini birbirinden güzel lezzetlere sahip...

Yöresel yemeklerimizin bir başka zenginliğide aynı yemeğin farklı yörelerde farklı yapılışları. Sadece bizim yöreye (Çorum - Osmancık) sahip olduğunu sandığım bir yemeği çok farklı bir yörenin tarifiyle denemekte ayrı bir güzellik oluyor :). Eski tariflerim arasındaki kaypak'ı sadece biz biliyoruz sanırdım ama Sivas, Çankırı gibi başka yörelerde de yapılırmış. Hatta Sivas'lı bir arkadaşımın evinde kaypak'ın Sivas vari uygulamasını yemekte nasip olmuştu :))

Haşhaşlı çörek eminim farklı yörelerde de yapılan bir çörek çeşididir. Ben bunu Osmancık - Çorum usulü olanını sizlerle paylaşmak istiyorum :). Aslında bunu yapmakta usta olan annemdir ama annem bu aralar abimin yanında olduğu için çöreği kuzenimle birlikte yaptık. Kuzenim diye demiyorum, diğer yemekleride çok güzel olur ;). Yapım aşamalarını elimden geldiğince fotograflandırmaya çalıştım. İnşallah anlaşılır olmuştur.


Malzemeler;

Hamuru için
Un
Tuz
Maya
Ilık su

Hamurunu ne çok katı ne de çok yumuşak olmayacak şekilde mayalıyoruz. Hamurun kıvamı için fırından aldığımız ekmek hamuru kıvamında diyebiliriz.

İç harcı
Haşhaş
Sıvıyağ

Haşhaş tane tane kum gibi olan bir çeşit bitki tohumudur. Biz bunu çörek vs. nin içinde kullanmadan önce biraz kavurduktan sonra dibek'in içinde döverek kullanıma hazırlarız. Şimdilerde kahve değirmeninde de bu işlem yapılabiliyor.

Yapımına gelince hamurumuz mayalandıktan sonra hamuru ne çok ince ne de çok kalın olmayacak şekilde elimizle açıyoruz. Daha sonra sıvıyağla karıştırdığımız haşhaşı çatığımızın hamurun üzerine iyice yayarak sürüyoruz.

Daha sonra hamurdan 10 cm kadar şeritler kesip bunları biryandan uzatıyoruz bir yandan da uçlarını zıt yönlere çevirerek büküyoruz. Annem bazen bu işlemi hamuru küçük parçalara ayırdıktan sonra açar ve yuvarlayıp bükme işlemini hamurun ortasından başlayarak yapar.
Hazırladığmız burmaların bazılarını yağlanmış tepsinin ortasında başlayıp yerleştirdik tepsiye. Birazınıda gül böreği yapar gibi şekillendirdik. Hazırladığımız börekleri pişmesi için fırına vermeden önce biraz da tepside bekledik mayalanması için. Börekler piştikten sonra fırından çıkarır çıkarmaz üzerine tereyağı sürdük.




Afiyet olsun!

9 Nisan 2009 Perşembe

Yeni evimden "Merhaba"

Nerdeyse bir ay oldu son tarifimi yayınladığımdan bu yana... Blogum için sessiz bir ay olsada benim için telaşlı bir aydı... Bundan sonra sizlere yeni adresimden yazacağım. Yeni mutfağımda denediğim tarifleri paylaşacağım sizlerle...

6 yıldır oturduğum evden taşındım. Hem çalışıp hemde ev toparlamak çok yorucu oldu ama sonunda yeni evime yerleştim. Bir kaç haftadır tüm zamanım eşyalarımı koli yapmakla, toparlanmakla geçince mutfağa sadece karnımızı doyurmak için girer olmuştum. Ne kadar zor şeymiş taşınmak.... Hem eşyalarımı toparladım hem de kendime kızdım neden bu kadar çok eşyam var diye :). İçinde yaşarken sürekli eksiklerim çıkıyordu ama iş eşyaları kutulara sığdırmaya gelince eksiklerimle ilgili tüm düşüncelerim değişti :)))) Allah nasip edip kendi evime taşınana kadar mümkün olduğunca az eşya ile yaşamaya kara verdim :))).



Haftasonu taşınma işini halledince salı günü eşimle Çamlıca sefası yapıp biraz keyif yaptık :). Havanın serinliğine rağmen çok güzeldi Çamlıca tepesi. Rengarenk çiçekler, laleler vardı heryerde.


Büyükşehir Belediyesinin sosyal tesislerinde yemeğimizi yedik.


Eşim tercihini balıktan yana kullandı ama ben yeni birşey denemek istedim :). Bunun adı Yufka Kebabıymış. Daha önce yoktu menülerinde, görünce denemekte fayda var diye düşündüm ve iyi ki denemişim dedim. Gerçektende çok lezzetliydi.



Sisli boğaz manzarasına karşı çaylarımızı yudumladık. Ekleri görünce dayanamadım, birde ekler yedim :). Sözde birazda olsa yediklerimi azaltmaya çalışıyorum ama arada böyle kaçamak yapmanın çok zararı olmaz herhalde :)).

Ne zarif bir çiçektir lale..... İstanbul'da baharı laleler daha çok sevdiriyor bana... Her yerde laleler oluyor :). Bayılıyorum lalelere....


16 Mart 2009 Pazartesi

Renkli Kek

Son günlerde kilolarımla başım dertte. Aslında çok kilo fazlam olmamasına rağmen sağlık sıkıntılarından dolayı kilolarımla başım hep dertte ama son zamanlarda bu sıkıntım oldukca gündemde :(. Önümde beni bekleyen ve çok kilo almama sebep olacak bir tedavi süreci var. Ne kadar az kilo ile başlarsam hem tedavinin olumlu sonuçlanması açısından, hemde tedavi sonunda sahip olacağım kilomun daha az olması açısından bu günlerde zayıflama sürecinde olmam epey önemli. Bu konuya nereden geldik derseniz... Ne zaman kilo vermem gerekse aklım sürekli mutfakta ve tatlılarda kalıyor :)))). Normal zamanlarda aklıma gelmeyen tarifler bile böyle dönemlerde aklımdan çıkmaz oluyor :)). Bu sadece bende mi böyledir yoksa benim gibi olanlar varmıdır bilemiyorum.

İşte böyle bir dönemde mutfağa girmemeye çalışırken denedim bu renkli keki :). Aslında tarif benim sürekli kullandığım klasik kek tarifim. Daha önce nette gördüğüm renkli keki kendi tarifimle uyguladım. Sonuç çok güzeldi ;). Bir akşamda yok ettik keki ailecek :))))).

Genelde mümkün olduğunca pastalar dışında gıda boyasından uzak duruyorum. Çok sağlıklı olduğunu düşünmüyorum ama arada bir böyle istisna yapmakta sağlımıza çok zarar vermez diye düşündüm :).

Keki görüntüsünde aslında nette gördüğüm fotograf daha farklıydı. Benim kekimin dışı pişince kahverengi oldu ama gördüğüm kekte dışıda aynen içi gibiydi. Bilemiyorum, belkide pişirme tekniğiyle alakalı bir durumdur. Neyse çok uzattım, tarife geçeyim :)

Malzemeler; (tepsim normal kalıbımdan biraz daha büyüktü, bu yüzden ölçüleri çok tuttum)

5 yumurta
2 su bardağı şeker
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı süt
2 paket vanilya
2 paket kabartma tozu
3 su bardağı un
Farklı renklerde gıda boyası

Yumurta ve şekeri şeker iyice eriyene kadar çırpttım. Daha sonra sıvıyağı ve sütü ekleyip biraz daha karıştırdım. Son olarakta unu, vanilyayı ve kabartma tozunu eleyerek karışıma ekledim ve tahta spatula ile karıştırdım.

Daha sonra kullanacağım renk sayısına göre kek hamurumu ayırdım ve kürdanın ucu ile gıda boyalarını ekleyerek farklı renklerde hamur elde ettim. Yağlanmış tepsiye renkleri birbirlerine çok karışmayacak şekilde döktüm. Genelde bir merkez nokta seçtim ve farklı renkteki hamurları aynı noktadan sabit olarak döktüm tepsiye. Son olarakta keki 150 derecede pişirdim. Kekin en kötü tarafı çok bulaşık çıkması oldu :) her renk için bir kap kirlendi :)))

Afiyet olsun!

10 Mart 2009 Salı

Blogumun doğum günü :)


Tam iki yıl olmuş bloguma yazmaya başlayalı.... Aslında dünmüş doğum günü ama ben bugün farkettim :). Blogumun bende 3 gün sonra doğmuş :)))))))))). 6 Mart benim doğumgünümdü.

İlk yazmaya başlamam ahretliğim Kübra'cığımın vesilesiyle oldu. Yaptıkların için blog açsana diyordu ama ben beceremem diye ihmal ediyordum. Meğerse çok zor iş değilmiş. Herşey hazırmış, ben sadece eklemeler yapıyormuşum :). Tam benlikmiş, teknolojiden çok anlamasanda becerilebiliyormuş :)))). Böyle başladı blogumun macerası ve şimdi geri dönüp bakınca 101 gönderim olmuş :) Umarım uzuuun yıllar devam ederim blog yazma işine, daha da önemlisi pasta yapmaya, yeni tarifler denemeye, denediklerimi sevdiklerimle paylaşmaya...

Pastamın hikayesine gelince bu pasta ne benim doğumgünüm içindi, ne de blogumun doğum günü için... Bu pastayı geçen hafta emekli olan bir iş arkadaşım için yaptım. Gülleri Kübra ile yaptık. Eşlerimiz muhabbet ederken ve Kübra'nın oğluşu Ali Kaan'ın şebeklikleriyle oyalanırken bizde ahretliğimle bol sohbet eşliğinde güllerimizi yaptık :). Pasta yapmak çok zevkli ama yanında bu işi seven birisiyle yapmak çok çok daha zevkli :).

Pandispanyayı ve gülleri bir akşam öncesinden yaptık. Pastanın içinin yapımını ve kaplanmasını ben ertesi akşam yaptım. Pandispanyanın ve kremanın tarifini tekrar eklemiyorum. Beğenildiği için her ikisinide daha önceki tariflerimde kullandığım tarifleri kullanıyorum.

Afiyet olsun!

5 Mart 2009 Perşembe

Sufle


Veee karşınızda Sufle! Bu tarif çok sevdiğim arkadaşım Ebru'nun sufle tarifi. O nerden aldı bilemiyorum ama ben ondan aldım :)). Uzun zamandır Ebru'dan meşhur tarifini yapmasını istiyodum ama o Sakarya'da ben İstanbul'da olunca benim istek hayal oldu :). Sufleyi Ebru'nun elinden yiyemeyince de iş başa düştü ve tatlı krizimin tavana vurduğu bir gün kendimi mutfakta sufle yaparken buldum :))). Aslında ilk kez sufle yaptım ve ilk kez sufle yedim :). Doğru yapmışsam, sufle dene şey buysa... bu harika birşey oldu :))))). Eşim ve annemde çok beğendiler. Sıcak sıcak, bol krema ile yiyorsunuz. Biraz zahmetli gibi görünsede tadına değerdi bence ;)

Malzemeler ;
Malzeme dört kişi için ........

Yarım su bardağı kakao
1,5 çorba kaşığı margarin
1 su bardağı süt
3 çorba kaşığı un
4 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 paket siyah bitter çikolata
1 tutam tuz ve pudra şekeri
yerken kullanılmak üzere krema

Hamuru için geniş bir tencerede margarini eritip ,unu ekleyelim ve sararana dek kavuralım .Sütü azar azar una ilave edelim .Toz şeker ve vanilyayı ,kakao ve çikolatayı rendelenmiş olarak ekleyelim.Kaynayınca ,ayrı bir kapta çırptığımız yumurta sarılarını ekleyip iki dakika karıştırıp altını kapayalım .

Ayrı bir kapta yumurta sarılarını kar haline gelene dek çırpalım .hamuru yumurta aklarına ilave edelim.Sufle kabını yağlayıp son karışımı kaba koyalım . Önceden ısınan fırında 240 derecede 20-25 dakika pişirelim .


Sıcak olarak üstüne pudra şekeri ekleyip ,her bir kaşıkta krema ile ıslatarak yerseniz nefis oluyor.

Afiyet olsun!

17 Şubat 2009 Salı

Balerin Hello Kitty ve Kurabiye İnsanlar :)


Bu pastayı bir kaç hafta önce sevgili arkadaşım Özlem'in akıllı bıdık kızı Eda'nın doğumgünü için yaptım. Eda maşallah hem çok akıllı hem de el becerileri çok iyi olan bir çocuk. Sanırım annesine çekmiş :))). Özlem benim liseden arkadaşım. Birlikte lisede hazır giyim okumuştuk. Ben her ne kadar hazır giyimde devam etmesemde Özlem devam etti ve gerçekte de el yetenekleri konusunda çok iyi. Kendine ait bir web siteside var http://www.elisi.com/ .

Eda doğumgünü için Hello Kitty istemiş ama özellikle balerin olsun demiş :) Bence çok güzel bir tercih yapmış. Ben de Hello Kitty resimleri arasında en çok balerin olanı sevdim :). Pasta kız pastası olunca renklerde pembe ve çeşitleri oluyor elbette :)).






Eda doğumgünü için kurabiye insanlar da (kurabiye adam demek istemiyorum çünkü hem kızlar hem de erkekler var kurababiyelerimin arasında :). ) istemiş. Eda'nın kurabiye insanlara olan ilgisini daha önceden de biliyordum. Ve kurabiyeleri birlikte boyamak isteyeceğinide biliyordum ama bu kez olmadı maalesef. Ama sözüm var bir gün Eda ile kurabiye boyayacağız ;).

Doğum günün kutlu olsun Eda. Hayatın hep güzelliklerle dolu olsun....

1 Şubat 2009 Pazar

Arabalı Yorgun Örümcek Adam Pastası :)


Bu pastayı yapalı nerdeyse bir ay oluyor. İş ve özel hayatımdaki yogunluktan bloguma eskisi kadar vakit ayıramadığımdan gönderileri eklemekte böyle gecikmeler oluyor. Ama sanmayın mutfaktan çıktım :). Ne kadar meşgul olsamda her fırsatta soluğu mutfakta alıyorum :))). Mutfak benim rahatlayıp kendime geldiğim, sıkıntıları unuttuğum bir yer ;).

Neyse pastamızın hikayesine gelince; bu pastayı çok sevdiğim bir arkadaşımın dünya tatlısı oğlunun 3. doğum günü için yaptım. Alper'e annesi nasıl bir pasta istersin diye sorunca iki şeyi aynı anda istemiş. Hem "cipidirmen" (Alperce spiderman demek :))). ) hem de arabalı bir pasta istemiş. Örümcek adam taşıt olarak ağlarını kullandığı için pastanın kompozisyonu çok uyumlu olmadı. Birde sanırım en büyük yalnışım Örümcek adamın oturması oldu :(. O an onu hissedemiyor insan ama şimdi geri dönüp baktığımda ruh halimin pastaya ne kadar çok yansıdığını görüyorum :)). Pastanın daha öncede bahsettiğim sıkıntılarımın en yogun olduğu zamana denk gelmesi Alper'in şanssızlığı oldu :(. Alper'ciğim telafi ederiz, OK ;).

19 Ocak 2009 Pazartesi

Ye#41 Portakal - Portakal Kabuklu Kurabiye ve Portakallı Pastacıklar

Uzuuun bir aradan sonra Portakal Ye etkinliğiyle bloguma tarif eklemeye devam ediyorum :). 2009 yılı bana hiç iyi gelmedi. Sıkıntılarda 2009 la birlikte başladı. Birkaç haftadır hastane-doktor arasında gidip geliyorum. Biraz Filistin'de yaşananlardan, biraz da kendi yaşadıklarımdan dolayı elim hiçbirşeye gitmiyordu. Hani bir geldi mi üst üste gelir derler ya öyle işte... İnşallah hepsi geldiği gibi en kısa zaman da gider hayatımdan...

Her ne kadar tarif eklemesemde ara ara blogları gezmeyi bırakmamıştım. Dün bir arkadaşın blogunda Portakal Ye etkinliğini görünce kendi kendime "hadi Nurten gir mutfağa dedim". Düşüncelerden kurtulmanın en güzel yolu sevdiğin birşeylerle uğraşmakmış :). Bugün izin günümdü ve bütün günü mutfakta geçirdim. Epey rahatlamışım :))). Akşam yaptıklarımı yedirecek misafirlerimde olunca değmeyin keyfime :))) Birazda olsa kendime geldim.

Bu ayki etkinliğin ev sahibesi Portakal Ağacı. Seçtiği güzel konu ve emeği için şimdiden teşekkürler :). Etkinliğe iki farklı tarfile katılıyorum. Portakal kabuklu kurabiyeyi geçen yıl kursta yemiştim. Öğrencilerden birisi yapıp getirmişti. Öğrencinin hangi branşta olduğunu bilmediğim için daha sonradan tarifi almak için bulamamıştım ama hep aklımdaydı bu kurabiye. Etkinliğin konusuda portakal olunca kendimce denemeye karar verdim ve çokda güzel oldu :). Belki orjinal tarifi farklıdır ama ben aşağıdaki gibi yaptım :) Kurabiye bölümü için elmalı kurabiyenin hamurundan yaptım. Çokda hoş oldu.

Portakal Kabuklu Kurabiye


Malzemeler;

4,5 su bardağı un
250 gr margarin (oda sıcaklığında)
2 çorba kaşığı yogurt
1 ay bardağı pudra şekeri
Yarım çay bardağı portakalsuyu
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya

İç harcı;

Portakal kabuğu
Tarçın

İlk önce portakal kabuklarını minik jülyenler halinde dograyıp biraz yumuşaması için haşladım. Biraz kaynadıktan sonra kabukların acısı kalmasın diye suyunu değiştirdim ve yumuşayana kadar kaynattım. Suyunu süzdükten sonra soğumaya bıraktım. Soğuyan portakal kabuklarına tarçın ekleyip kurabiyelerin içine koymak için hazır hale getirdim.

Daha sonrada diğer tüm malzemeleri karıştırıp hamuru hazırladım. Cevizden biraz daha büyük parçalar alıp içlerine portakal kabuklu harçtan koyarak kurabiyeleri hazırladım. 180 derecede üzeri pembeleşene kadar pişirdim. Kurabiyeler soğuduktan sonra da üzerlerine purda şekeri eledim.

İkinci tarifim portakallı pastacıklar. Bu tamamen aklıma estiği gibi yapılmış bir tarif :))). Bol portakal tadında pastacıklar oldu :).

Portakallı Pastacıklar


Pastacıklar için ilk önce sürekli kullandığım tarifle pandispanya hazırladım. Pandispanyayı düz tepside pişirdim. Soğudukdan sonra minik yuvarlakları kestim.

Krema;

2,5 su bardağı süt
Yarım çay bardağı portakal suyu
1 su bardağı un
1 su bardağı şeker
1 paket vanilya
Birazda portakalın dilimlerinin içindeki yumuşak bölümden ezip koydum

Tüm malzemeyi pütür kalmayana kadar çırptım ve daha sonra puding kıvamına gelene kadar pişirdim. Pastanın arasına koymadan önce soğuttum. Kestiğim minik yuvarlakları şekerli portakal suyu ile ıslattım. Arasına hazırladığım kremadan koyarak pastacıkları oluşturdum.

Portakallı Sos;
1 su bardağı portakal suyu
1 su bardağı su
1 çay bardağı şeker
2 çorba kaşığı nişasta

Portakal suyu ve suyu karıştırıp şekeri ekledikten sonra şeker eriyene kadar ocağın üzerine aldım. Başka biryerde nişastayı su ile iyice karıştırdım ve yavaş yavaş portakal suyuna ekledim. Sosu karışıtırarak pişirdim. Son olarakta sosu hazırladığım pastacıkların üzerine döktüm.

Afiyet olsun!

 
MySpace Backgrounds