13 Aralık 2007 Perşembe

Diş Pastası ve Diş Bulguru

Yavuz Selim ailemizin en küçük ve en çok sevilen üyesi :) Hayatımıza eltimin hamilelik haberini aldığımız an girdi ve hala da hayatımızın en özel ve en güzel parçası :)) Minik varlığını ilk öğrendimiz andan bu yana "ilk" leri bizim için mutluluk ve heyecan verici oldu. Anneciği akşam arayıp Yavuz'un uzun süredir merakla beklediğimiz dişlerini gördüğünü söyleyince amcası ile ne kadar sevindik anlatamam :)))). Yavuz'dan önce böyle minik gelişmelerin beni bu kadar mutlu edeceğini söyleseler inanamazdım herhalde :)) ama iki minik diş için ne kadar sevindik, eşimle incilerimizden ne kadar bahsettik anlatamam :))). Tam bir hafta gündemimiz oldular. Ve sonunda Yavuz'umuza diş bulguru yaptık. Elbette pastası bendendi ;)

Minik adamımız hayatın hep güzelliklerle dolsun, yüzündeki gülücükler hiç eksik olmasın... Amcan ve ben seni çooook seviyoruz....

Eveeet pastamıza gelince; konuya uygun bir pasta olsun istedim ve Yavuz'un her zaman gülen yüzünü ve minik dişlerini pastaya aktarayım dedim :)

Pandispanya;
5 yumurta
1 su bardağı + 1 çorba kaşığı şeker
1 su bardağı + 1 çorba kaşığı un
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu

Yumurtaların beyazlarını sarılarından ayırıp iyice beyazlaşana kadar önce tek başına sonrada şeker ekleyip mikserle yüksek hızda karıştırdım. Daha sonra yumurta sarılarını ekledim ve karıştırdım. Unu, kabartma tozunu ve vanilyayı eleyerek yumurtaya ekledim ve tahta spatula ile yumurtaların sönmemesine dikkat ederek karıştırdım. 170 derecede ısıtılmış fırında 24 cm lik kalıpta pişirdim. Bu kadar kabaracağını tahmin etmemiştim ama pandispanyam oldukca güzel kabardı.

Pandispanyayı bir akşam önceden yapmıştım. Ertesi gün 100 gr çiğ krema, 100 gr bitter çikolatayı benmari usulü eritip biraz koyulaşması için dolaba kaldırdım. Bu arada hazır çikolatalı pasta kremamı hazırladım. Çikolatalı kremayı dolaptan çıkartıp mikserle yüksek hızda çırparak ganajımı hazırladım ve pasta kreması ile karıştırdım.

Pandispanyayı üçe ayırdım. Aralarına muz ve parça çikolatalar koyarak pastamı hazırladım.

Şeker hamurumu renklendirerek pastamı kapladım ve üzerine gülen bir bebek suratı ve iki incimizi yaptım :))) Ve hemen pastamı kutusuna yerleştirip sahibine götürmek için yola çıktım ;).


Misafirleri için eltimde çok güzel şeyler hazırlamıştı. Dişi çıkan Yavuz'du, bol bol yemek yiyen bizler olduk :))))))

1 Aralık 2007 Cumartesi

Sofra bahane... muhabbet şahane....


Hani arkadaştan öte arkadaşlar vardır ya, mutluluğunu paylaştığında senin için sevinen, sıkıntını paylaştığında yükünü hafifleten..... Kübra benim için böyle bir arkadaş. Eşi ve yakışıklı oğlu Ali bir akşam misafirimiz oldular, evimizi şenlendirdiler... Çok çok güzel bir akşam geçirdik. Sofra bahane, muhabbet şahaneydi :)).

Sizlerle soframızı ve hazırladıklarımın tariflerini paylaşmak istiyorum. Misafirlerim için mercimek salatsı (portakal ağacından), fındık ezmeli kurabiye (mutfağımdaki lezzetlerden), ıslak kek (benim vazgeçilmez kalsiğim :) ), poğaça ve milföy börek hazırladım. Misafirlerimizde soframızı minik tartlarlar süsledirler :)).
Mercimek Salatası ; Bu salata tek kelimeyle süper ve çok çok kolay bir tarif. Bunu bizimle paylaştığı için portakal ağacına teşekkürü borç bilirim :))). O kadar sevdik ki bu salatayı, bir kaç gün sonra yine yaptım :). Tarife portakal ağacından ulaşabilirsiniz ;).


Fındık Ezmeli Kurabiye; Bu tarifin orjinali fıstık ezmeli ve canım arkadaşım Elif'e ait. Ben yanlışlıkla fıstık ezmesi yerine fındık ezmesi alınca, tarifte ufak bir değişiklik yaptım ve hiçte fena olmadı ;). Her ne kadar benimkiler kurabiye-bisküvi arası olsalarda, tadları harikaydı :))
Malzemeler :
215 gr.Tuzsuz Tereyağı ( Oda sıcaklığında )
70 gr. Fındık ezmesi ( 3 yemek kaşığı )
150 gr. Toz (kahverengi) şeker ( 2 Türk kahvesi fincanı)
1 yumurta
225 gr.Un ( 4.5 Türk kahvesi fincanı)
1/2 cay kaşığı karbonat
1 paket Vanilya
Tereyağı, fındık ezmesi ve kahverengi şekeri iyice karıştırın. Sonra yumurtayı yedirin ve ardından unu, karbonatı ve vanilyayı koyup karıştırın. Yaklaşık bir ceviz büyüklüğünde parcalar alıp yuvarlayın ve yağlanmış veya yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin. Daha sonra çatalın ters kısmı ile artı şeklinde bastırarak şekillendirin.

Isıtılmış fırında 170 derecede yaklaşık 13-15 dk. pişirin.

Islak Kek; Klasikleşmiş, vazgeçemediğimiz, hemencecik yapıverdiğimiz ve yiyenlerin çok beğendiği tariflerimiz vardır. Islak kek benim için bunlardan birisi. Canım tatlı istediğinde kurtarıcımdır :)))). Çokta basit.

Malzemeler;
3 yumurta
2 su bardağı şeker
1 su bardağı sıvı yağ
2 su bardağı süt
3 su bardağı un
1 paket kakao
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu

Yumurtaları ve şekeri köpük köpük olana kadar çırpıyorum. Sıvı yağı ve sütü yavaş yavaş ekliyorum. Daha sonra kakaoyu ekleyip karıştırıyorum. Bu karışımdan 2 su bardağında fazlasını ayırıyorum ve kalan karışıma unu, kabartma tozunu, vanilyayı ekleyip karıştırıyorum. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında pişiriyorum.

Fırından çıkar çıkmaz keki kesip yaırdığım sıvı karışımı güzelce karıştırdıktan sonra eşit oranda kekin üzerine döküyorum. Kek tüm karışımı çektikten sonra servis yapabilirsiniz :).

Poğaça; Bu tarif ne zamandır sizinle paylaşmak istediğim bir tarif. Poğaça pek beceremediğim bir tarifti taaa ki bununla tanışana kadar. Yumuşacık ve çok lezzetli oluyorlar. Dolapta saklayabileceğiniz tarfilerden...

Malzemeler;

1 su barağı süt
1 su bardağı su
1 su bardağı sıvı yağ
1 çay kaşığı şeker
3,5 çay kaşığı tuz
1 paket yaş maya
1 yumurta (sarısı üzerine, beyazı içine)
Aldığı kadar un

Un dışındaki diğer malzemeleri karıştırıp mayayı iyice yumuşatıyoruz. Daha sonra ne çok cıvık ne de çok katı olmayacak kadar unu ekleyip hamurumuz hazırlıyoruz. 45-60 dk kadar mayalandıktan sonra poğaçalarımızı hazırlıyoruz. Ben bir bölümünü sade yaptım, bir bölümünüde eşimin ısrarı üzerine çökelekli yaptım. Poğaçaların üzerine yumurta sarımızı sürdükten sonra önceden ısıtılmış fırında pişiriyoruz.
Milföy Börek; en son ve en zor (!) tarifimiz :)))). Markete gidiyorsunuz, bir paket milföy alıyorsunuz, kare milföyleri üçgen olacak şekilde ikiye kesip içlerine peynir koyup muska şeklinde kapatıyorsunuz. Üzerine yumurta sürüp pişiriyorsunuz :))))) çoook zor çok :)))

23 Kasım 2007 Cuma

Balık Pasta


2 hafta kadar önce çok sevdiğim bir iş arkadaşımın biricik oğlu Enes'in 4. doğum günüydü. Benden yapmak istediği pastayla ilgili fikir istedi, ben de pasta yapma bahanesi arıyordum ne zamandır :)))) Pastayı seve seve yapamak istediğimi söyledim. Pasta için konu seçmekte hiç zorlanmadık, Enes balıkları çok severmiş :) Ben de denizli balıklı bir pasta yapmaya karar verdim.

Pastanın tarifini vereyim diyeceğim ama bir yandan işe gidip akşamlarıda pastayı yapmaya çalıştığım için pandispanyayı ve kremayı hazır kullandım :(. Çikolatalı pasta kremasına ek olarak 100 gr bitter çikolata ve 100 gr çiğ krema ile ganaj hazırladım. Pastanın arasına ise muz ve çikolata parçaları koydum. Pastamı bir akşam önceden hazırladım ve buzdolabına kaldırdım.


Süsleme için kullandığım balıkları ve diğer deniz canlılarını bir akşam önceden hazırladım. Pastanın kaplamasınıda son gün yaptım. Kaplama biraz sorunlu oldu :( Pastayı kapladıktan sonra süslemeleri yaparken pastanın yüzeyi boncuk boncuk terlemeye başladı :( nedenini bir türlü anlayamadım. Çok yağmurlu bir gündü ama bununla alakalı olabileceğini de sanmıyorum. Hatta pastanın son işlemlerini buzdolabının içinde yaptım :)))). Çalışmamın faciayla sonuçlanmasından çok korktum. Çok şükür daha sonra kendiliğinden düzeldi ama yinede yüzeyde potluklar kaldı :(











Doğumgünü çocuğu pastasını çok beğenmiş, ee benim içinden bundan güzel ne olabilir???? :))))

14 Kasım 2007 Çarşamba

Portakal Soslu Somon ve Sebzeli Safranlı Pilav - Misafir Tarif :))


İşte ilk misafir tarifim :)))) Bu tarif lise arkadaşım Özlem'e ait. Kendisi on parmağında on marifet olanlardandır :). Tanıdığım en becerikli insanlar arasındadır desem abartmış olmam :). İlgi alanı her ne kadar elişi olsada bu tarifiyle mutfakta da iyi olduğunu göstermiş oldu :))))) Kendisi çok beğenmiş, benimlede paylaşmak istemiş; ben de sizinle paylaşmak istedim. Özlemcim çok teşekkür ederim :)))

Tarifi aynen onun bana yazdığı şekilde yayınlıyorum :)

"Portakal soslu Somon;
Malzemeler;
3 parça somon
Sosu için;
1 portakal suyu(bende kan portakalı vardı o yüzden bu rengi aldı.)
Yarım çay bardağından 1 parmak az Zeytin yağı
Tuz

Pişirmeye yarım saat kala somonu sosun içine koyup bekletiyorsun. Sonra sosla birlikte tavaya alıyorsun. Ben üstüne karabiber öğüttüm. Arzuya göre haşhaşta konabilir. Portakal suyunu çekip yağı bırakana kadar pişiriyorsun...

Sebzeli safranlı pilavı
1 su bardağı beyaz pirinç
1 su bardağı kadar haşlanmış bezelye havuç
5-6 adet mantar
Ve bir tutam safran

Yıkanmış olan pirinci biraz kavurduktan sonra tuzu ilave edip iki bardak suyunu koyuyorsun ve bir çimdik safran atıp pişiriyorsun. Başka bir yerde bezelye ve havucu haşlıyorsun (ki buzluğumda her zaman haşlanmış olarak bulunur) 5-6 mantarı soteliyorsun...

Pilav demlenirken üzerine bunları ekliyorsun..... Son olarakta somonla birlikte servis yapıyorsun.

Bu kadar basit ama görüntü iştah açıcı ......"

5 Kasım 2007 Pazartesi

Eşimin Doğum Günü ve Fotoğraf Makinası Pasta :)


Uzuuuuun süredir eklenmeyi bekleyen bir tarif daha.....

15 Eylül eşimin doğum günüydü. En özel pastamı onun için yapmak istedim. Ne yapacağıma karar vermek oldukca zor oldu. bir erkek için pasta yapmanın bu kadar zor oluduğunu tahmin etmemiştim :)))). Fotoğraf çekmeyi çok seviyor eşim, ben de ona fotograf makinası pasta yapmaya karar verdim. Eşimin pastayı gördükten sonra ki yüz ifadesi çok da doğru bir karar vermiş olduğumu gösterdi :))))). Onun bu hali beni ondan daha çok sevindirdi :).

Süprizin bozulmaması için cumartesi günü eşimi evden uzaklaştırıp o evde yokken telaş ve aceleyle hazırladım pastamı :))).

Tarifimize gelice...
Pandispanya;
2 yumurta
1 su bardağı şeker
1 su bardağı un
1/2 paket vanilya
1/2 paket kabartma tozu

Pastam küçük olacağı için pandispanya ölçülerini az tuttum. Biraz sert bir pandispanya içinde unumu yumurta sayısına göre biraz fazla koydum. İlk önce yumurta ve şekeri krema gibi olana kadar çırptım. Daha sonrada unu, kabartma tozunu ve vanilyayı eleyerek tahta spatulla karıştırdım. Dikdörtgen şeklindeki minik borcamı yağlayıp hamurumu boşalttım. Ve 175 derecede önceden ısıtılmış fırında pişirdim.

Krema;
1 paket hazır kakaolu pasta kreması
Süt

Ganaj;

100 gr çiğ krema
100 gr bitter çikolata

İlk önce çikolatayı kremanın içinde erittim ve bunu yarım saat kadar buzdolabında beklettim. Bu sürede üzerindeki tarife göre süt ve kremayı çırparak kremayı hazırladım. Buzdolabına koyduğum ganajı çıkarıp mikserle yüksek hızda çırptım. Ve son olarakda krema ve ganajı birbirine karıştırdım.

Pandispanyamı ikiye kesip şerbetle ısladım. Daha sonra ganajlı krema sürdükten sonra içine muz ve çikolata parçaları koydum. Pandispanyanın üst katını pastanın üzerine yerleştirip ıslattım ve kalan ganajlı krema ile her tarafını güzelce kapladım. Pastamı buzdolabına kaldırdım.





Bu arada siyah gıda boyası ile gri şeker hamuru hazırladım. Buzdolabından çıkardığım pastayı şeker hamuruyla kapladım ve fotograf makinasına benzer şekilde süsledim.










19 Ekim 2007 Cuma

Haşhaşlı Simit

Herşeyden önce bugüne kadar bu ülke uğruna şehit olan tüm askerlerimize dualarımı göndererek başlamak istiyorum. Onların ölmediğini, cennet bahçelerinin en güzellerinde olduklarını biliyoruz... Kahrolsun terör, kahrolsun vatan hainleri, kahrolsun mehmetciğe uzanan eller.....

Oldukca uzun süredir blogumu ihmal ettiğimin farkındayım. Öyle yoğun ve yorucu günler geçiriyorum ki içim çız etsede fırsat bulup blogumu güncelleyemiyorum. Daha önce yaptığım ama ekleyemediğim tarifler var elimde :(. Aslında bu tarifi çay etkinliği için yapmıştım ama gel gör ki fırsat bulup ekleyemedim. Etkinlik geçti ama ben geçte olsa bu pratik ve çok lezzetli tarifi ekleyeceğim :))).


Malzemeler;

125 gr margarin
1 çay bardağı sıvı yağ
6 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 kahve fincanı sirke
1 yumurta ( sarısı içine, beyazı dışına)
Aldığı kadar un
Üzeri için haşhaş

Haşhaş ve yumurtanın beyazı dışındaki tüm malzemeler karıştırılıp hamurumuzu yapıyoruz. Hamurumuzdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp simit şekli veriyoruz. Daha sonra üzerine yumurtanın beyazını sürdükten sonra da en üste haşhaş serpiyoruz.

Son olarakta üzeri hafif kızarana kadar pişiriyoruz.

Afiyet olsun :)

5 Ekim 2007 Cuma

Ton Balıklı Makarna

İftar Bereketi 3 etkinliğine katımak için ne zamandır birşeyler yapsam diye düşünüyorum ama başlıktanda anlayacağınız gibi bu aralar yogunluktan makarna gibi basit yemeklerle idare ediyoruz :( . Daha özel bir tarifle katılmak istedim, olmadı :(. Baktım geç kalıyorum etkinlik için bende makarnamla katılmaya karar verdim. Umarım çok geç kalmamışımdır...

Çalışan arkadaşlar bilirler makarna mutfağımızın vazgeçilmeyenlerindendir. Yogun veya yorgun günlerimizin kurtarıcısıdır :)))))). Bu konuda en çok sevindiğim nokta; ben makarnayı çooooook severim :))))). Çeşit çeşit de yaparım, yumurtalı, domatesli, ton balıklı, kıymalı, sade, yogurtlu, salçalı ..... Favorimi sorarsanız çubuk makarna!!!!!

Bilmem tarifi yazmama gerek varmı :))). Neyse ben yinede kısaca yazayım ;)
Makarnayı klasik şekilde pişiriyoruz. Pişirirken içine biraz sıvı yağ koyuyoruz. Piştikten sonra süzüp üzerine ton balığını ve haşlamış mısırları ekliyoruz. Son olarakta üzerine rendelenmiş domatesle yaptığımız sosu ekliyoruz :)))).

26 Eylül 2007 Çarşamba

Severim... Severim...

Canım arkadaşım Esra'cım sobelemiş beni :) Konu da çok sevimli; birkaç madde ile sevdiklerim. Şöyle bir düşündüm de sevdiklerimi, o kadar çok ki hangilerini yazsam bilemiyorum. En iyisi en yakınımdan başlayım :)))

1- En yakınımdaki, en yakınım... canım eşim, bir ömür birlikte olmak, birlikte yaşlanmak istediğim... Bazen bir bakışı, bir tebessümü kalbimi mutlulukla dolduruyor... Onu seviyorum :)))).

2- Ailemle birlikte vakit geçirmeyi, birşeyler yapmayı seviyorum

3- Minik yeğenimiz Yavuz Selim'i, onu öpüp koklamayı, bana bakışlarını, gülüşünü seviyorum

4- Arkadaşlarımla başka hiç birşey düşünmeden bir gün geçirmeyi, çenelerimiz ağrıya kadar muhabbet edip gülmeyi seviyorum

5- Minik bir çocuğu mutlu etmeyi, yüzünü gülücüklerle doldurmayı seviyorum

6- Mutfağa girip sevdiklerim için yemek yapmayı seviyorum

7- Yürümeyi, ayaklarımın altı acıyana kadar yürümeyi seviyorum

8- Çiçekleri seviyorum

9- Bu biraz nostaljik ama çocukluğumda dışarda lapa lapa kar yağarken gürül gürül yanan sobanın üstünde abimle kestane pişirmeyi çok ama çok severdim

*******************

Veeee ben de sevgili arkadaşlarım Ebru'yu , Birgül'ü ve Papatya Prenses'i sobeliyorum :)))

23 Eylül 2007 Pazar

İftar Bereketi Etkinliği - Et Haşlama


İftar Bereketi Etkinliğinin en sahibesi Birgül "etkinliğe katılmak istermisin?" diye sorunca ben de seve seve kabul ettim :). Blogumun güncellenmemesinden de anlamışsınızdır son günlerde oldukca yogunum. İş, Ramazan, iftar, oruç derken bloguma pek vakit ayıramadım. Elimde tariflerde birikti :) İnşallah en kısa zaman da tek tek hepsini sizinle paylaşırım.

Etkinliğe gelince; böyle bereketli bir ayda çok güzel bir etkinlik olmuş. Emeği geçen herkeze teşekkürler :) Ramazan başladığından bu yana eski iftarları, eski iftar sofralarını düşünüyordum. Çalışınca eskisi kadar iftar davetleri olmuyor :( Genellikle eşimle birlikte iki kişilik oluyor iftarlarımız :(


Dün akşam iftara eltimleri ve abimi davet ettim. Hazırlanmak zor da olsa tadı herşeye değiyor :))). Hele misafirlerimin arasında ailemizin neşesi Yavuz Selim de olunca değmeyin keyfime :))))


İftar soframızdaki yemeklerimizden bir tanesi et haşlamaydı. Pek etobur değilimdir. Ama et yemekleri arasında da en çok sevdiğim haşlamalardır :)). Etin yanına ne yakışır? derseniz de tereddütsüz patates derim :) Böyle olunca yemeğimiz patates püreli et haşlama oldu :)

Malzemelerin miktarlarını çok yaptığım için yazamayacağım :( siz kişi sayınıza göre istediğiniz miktarları ayarlayabilirsiniz.

Yapımı çok çok basit; önce etleri (ben kemikli et kullandım, piştikten sonra kemiklerinden ayırdım) düdüklü tencerede güzelce haşlayalım. Et halşanırken patateslerimizde haşlayalım. Haşlanan patatesleri ezerek püre haline getirelim. İçine süt, karabiber ve tuz koyalım.

Haşlanan etin üzerine salça, karabiber, kırmızı biber ve tuzla sos hazırlayalım. Salçayı yağda biraz kavurduktan sonra baharatlarını ve tuzu ekleyelim. Daha sonra etin suyundan biraz sosa koyup çok az kaynatalım ve bunu etin üzerine döküp birazda birlikte kaynatalım.

Eveeeet yemeğimiz hazır :)) Önce patates püresini üzerinede etimizi koyarak servis yapalım :)) Afiyet bal şeker olsun!!!!

7 Eylül 2007 Cuma

Bir sofra, arkadaşlarım ve güzel bir gün :)))


Daha önce de yazmıştım geçen cumartesi çok yakın arkadaşlarımla günümüz vardı bende. Size o güne ait sadece pastayı ekleyebilmiştim. Malum bu hafta yaz tatilim bitti ve işe geri döndüm, oldukça hızlı ve yoğun bir başlangıç oldu. Bu yüzden soframızı ve diğer tariflerimi eklemek için bu akşam fırsat bulabildim :)

Hazırladıklarıma gelince.... Ne zamandır bir bahane olsada yapsam dediklerimi yaptım :))). Acemişef Esra'nın eklerini ve börek poğaçasını yapmayı dört gözle bekliyordum. Bunların dışında menümüzde benim klasiklerimden hazır yufka böreği, kabak salatası ve tarifi yine bir arkadaşıma ait barbunya salatası vardı.

Tarfilere gelince....


Ekler;


Ekler yapmanın bu kadar kolay olduğunu ve evde yapılan eklerin bu kadar lezzetli olacağını hiç tahmin etmezdim. Esracım sağolsun bu tarifi bizimle paylaştı ve ben de deneme fırsatı buldum. Tembellik yapıyorum ve tarifini buraya uzun uzun yazmıyorum, sizlere Esra'nın o güzel blogunu ziyaret etmenizi tavsiye ediyorum :)




Bu da denemenizi özellikle tavsiye ettiklerimden. Süper bir tarif :) Yumuşacık ve çok lezzetli oldu. Börek poğaça nın tarifine de Esra'nın blogundan ulaşabilirsiniz :) En ince detaylarına kadar anlatmış nasıl yapılacağını ;)




Hazır Yufka Böreği;

Eminim herkesin kendine göre hazır yufkadan yaptığı börek tarifi vardır. Canım börek istediğinde, aniden misafirim geldiğinde, yemek yapmakla uğraşacak vaktim olmadığında ve ya yemek yapmaya dermanım olmadığımda kurtarıcımdır hazır yufka böreği :))

Malzemeler;

5 adet yufka
Çökelek veya peynir
1/5 demet maydanoz
1 litre süt
3 yumurta (iki tanesinin sarısını böreğin üzeri için ayırıyorum)
1/5 su bardağı sıvı yağ

Çökelek ve maydanozdan iç harcını hazırlıyorum. Süt, yumurta ve yağı birlikte çırparak sütlü karışımıda hazırlıyorum. Yufkaları aralarına sütlü karışımdan ve çökelekten koyarak tepsiye diziyorum. En üst için kalan sütlü karışımı ve yumurta sarılarını karıştırıp böreğin üzerine sürüyorum. İsterseniz çörekotu ve susam serpebilirsiniz. Üzeri kızarana kadar da pişiriyorum :).

Kabak Salatası;

Kabak salatası hem çok hafif hem de çok kolay bir salata. Ben çok seviyorum :)

Malzemeler;

5 adet orta boy kabak
Dövülmüş ceviz
Yoğurt
Sarımsak
Dereotu
Sıvıyağ

Kabakları rendeliyorum, sıvı yağda suyunu çekene kadar kavuruyorum. Daha sonra içine cevizi koyup karıştırıyorum. Üzerine sarımsaklı yogurdu koyuyorum ve en üste ince ince doğradığım dereotunu serpiştiriyorum :)

Barbunya Salatası;

Aslında bu salatanın orjinali meksika fasulyesi ile yapılıyor ama ben de meksika fasulyesi olmadığı için ben barbunya kullandım :)).

Malzemeler ( miktar yazmıyorum, yapmak istediğiniz miktara göre ayarlayabilirsiniz)

Konserve meksika fasulyesi
Havuç
Yeşil ve kırmızı biber
Mısır
Taze soğan
Dereotu
Taze nane
İsteğe göre maydonoz

Barbunyayı haşladım ve tüm malzemeleri doğrayıp barbunyaya ekledim. Bu kadar :)))).

3 Eylül 2007 Pazartesi

Bebek Arabası Pasta :)


Çok yakın arkdaş grubumla ayda bir yaptığımız günümüz var. Aslında gün bahane, maksat periodik olarak görüşelim, iş - ev stresinden uzakta güzel bir gün geçirelim, çenelerimiz ağrıyana kadar muhabbet edelim ;) Bir yerlerden insanın sevdikleriyle geçirdiği zamanın psikolojik terapi gibi faydalı olduğunu duymuştum, gerçekten de öyle :)).


Bu ay yaz tatilim bitmeden ben de toplandık. Çok güzel bir gün geçirdik, bol bol sohbet ettik. Sizde de öyle mi bilmem ama biz en çok sofra başında yaptığımız sohbetlere doyamıyoruz :).


Arkadaşlarım için hazırladığım sadece pastayı sizinle paylaşabileceğim. Sofra ve diğer hazırladıklarımı İnşallah en kısa zamanda ekleyeceğim bloguma ;)


İsminden ve şeklinde anlayacağınız üzere bebek için özel yaptım bu pastayı. Arkadaşlarımdan birisi hamiş ve İnşallah birkaç ay sonra oğlu olacak :) Seni heyecanla bekliyoruz minik bebek :)))).


Pandispanyamı her zaman ki gibi Esra'nın tarifiyle yaptım.


Malzemeler;

5 yumurta (oda sıcaklığında, beyazları ve sarıları ayrılmış)
1 su bardağı+1 çorba kaşığı toz şeker
1 su bardağı+1 çorba kaşığı un
1 paket kabartma tozu
1 paket şekerli vanilin

Yumurtaların sarılarını ve beyazlarını ayırıp beyazlarını köpük köpük olana kadar çırpalım. İçine şekeri ve vanilini karıştırıp şeker eriyene kadar çırpalım. İçine yumurta sarılarını ekleyelim ve karışana kadar çırpalım. Daha sonra unu ve kabartma tozunu eleyerek ekleyelim ve çırpma teli ya da mikserin en düşük ayarıyla un hemen karışacak kadar çırpalım. Kabarmış yumurtaların sönmemesine gayret edelim. Kalıbımızı alüminyum folyo ile kaplayalım ve önceden ısıtılmış 175 derece fırında ilk 20 dakika kapağını hiç açmadan pişirelim.


Diğer hazırlıklarımla da çok meşgul olduğum için maalesef bu defa pastanın süsleme aşamalarını fotoğraflandırma fırsatım olmadı ama elimden geldiğimce nasıl yaptığımı anlatayım;


Önce pandispanyanı üst köşesinde 1/4 nü kenarda bebek arabasının sapı kalacak şekilde kestim. Kestiğim parçadan tekerlekleri kestim. Daha sonra pandispanyamı ortadan ikiye ayırdım ve arasını kremlkanti ve muzla doldurdum. Pastayı o kadar hızlı hazırladım ki krema yapmaya bile fırsatım olmadı :(. Aynı şekilde tekerlekleride hazırladım ve arabanın alt tarafına yerleştirdim. Pandipanyamın üzerini tamamen kremşantiyle kapladım.


Krem şantimden bir bölümünü bebeğimiz erkek beklendiği için mavi gıda boyası ile renklendirdim. Pastanın üzerini süsleyeceğim krem şantilerin içine biraz margarin koydum ve mikserler çırptım (daha kıvamlı olması için) Ve son olarak pastamı krema sıkma uçlarıyla süsledim, daha doğrusu süslemeye çalıştım :). Kremayla pasta süslemeyi beceren ustalarımın önünde saygıyla eğiliyorum :) Bu kadar zor olduğunu tahmin bile etmemiştim :)))). Aslında buttercream le süslemeyi düşündüm ama tadı ağır olduğu için krem şantiyi tercih ettim :)

30 Ağustos 2007 Perşembe

Bardakta Vişne Güzeli :)



Bu tatlıda Esra'nın ziyaretinde yaptıklarımdandı ama bloguma eklemek bugün kısmetmiş :))). Çok hafif ve basit bir o kadar da lezzetli Vişne Güzelimiz. Bu tatlıyı ilk kez Mimaraşcımız Kübra'da yemiştim ve tek kelimeyle bayılmıştım. Sonrasında vazgeçemediklerimden oldu. Aslında daha önce bunu hiç bardakta denememiştim hep borcama yapıyordum ama bu defa değişiklik olsun dedim. Hem servisini bardakta yaptım hem de üzerine sos yaptım, bir de malzemeleri yarıya indirdim :). Tam 6 kişilik oldu.

Malzemeler;

En alt kat için;
1 kase vişne
150 gr petibör bisküvi
1 su bardağı ceviz

Orta kat için;
2,5 su bardağı
1/5 su bardağı un
1/5 su bardağı şeker
1/5 paket krem şanti
Üst kat için;
3 çorba kaşığı nişasta
1/5 su bardağı şeker
1 küçük paket vişne suyu


Önce bisküvileri rondodan geçiriyoruz, ben rondomun azizliğine uğrayınca bu işlemi elimle yaptım. Aynı şekilde cevizleride parçalıyoruz ama çok küçültmüyoruz. Vişnelerimizin çekirdeklerini çıkarıyoruz ve bu üçünü güzelce karıştıryoruz. Bunu bardakların en altına eşit şekilde koyuyoruz.
Daha sonra şekeri, unu ve sütü karıştırıp puding kıvamına gelene kadar pişiriyoruz ve altını kapattıktan hemen sonra krem şantiyi ekleyip karıştırıyoruz. Bunuda vişneli-bisküvili harçımızın üzerine bardaklara paylaştırıyoruz.

Son olarakta nişasta, şeker ve vişne suyumuzu karıştırıyoruz ve karıştırmaya devam ederek pişiriyoruz. Çok fazla koyulaşmadan bardaklarımızın üzerine sosumuzu da koyuyoruz ve soğumaya bırakıyoruz.

Sıcak yaz günlerinden buzdolabından çıkarıp serin serin yemek süper oluyor ;)

28 Ağustos 2007 Salı

Patatesli Ev Böreği


Patatesli ev böreği de nasıl oluyormuş demeyin, bildiğimiz patatesli börek :))) Neden ev böreği dediğimi sorarsanız bebekkokusundan arkadaşım Seda bu böreğe "ev böreği" demiş, ben de onun tarifini minik değişikliklerle kullandığım için ismini değiştirmek istemedim :))) . "Ev böreği" olmasının sebebi yufkayı kendimiz açmamız :))).

Yufka açma konusunda oldukca başarısızım ama annemle yaptığımız erişte ve su böreği çalışmalarından sonra pratiğimi epey geliştirdim. Artık börek yapabilecek kadar açabiliyorum galiba :))))))).

Eveeet tarife gelince;

IC MALZEMESI;
1 kilo patates,
1/5 su bardağı zeytinyağı
3 adet soğan
1 kaşık salça

Pulbiber, karabiber, nane ve tuz

Patatesi haşlayıp çok püre olmayacak şekilde ezdim. Soğanı doğradım, yağda kavurdum. Salçayı ekledim. Daha sonra patatesi ve baharatları ekleyerek içi hazırladım.


Hamurunu 1 kilo un, ılık su ve tuzla hazırladım ve dinlenmesi için bıraktım. Toplam 10 beze çıktı hamurumdan. Yufkayı açtıktan sonra içi koydum ve yuvarlayarak böreği hazırladım. Üzerine 1 yumurtayı biraz yağla çırpıp sürdüm ve 200 derecede pişirdim.

Yeme aşamasına gelince acemişef'imiz Esra ile afiyetle yedik :))).

Not: Böreğin yanındaki kısırı herzaman ki tarifimle yaptım ;)

26 Ağustos 2007 Pazar

Memleket Ziyareti ve Köy Düğünü











Geçtiğimiz hafta 6 gün için memleket (Çorum - Osmancık) ziyareti yaptık eşimle. Dolu dolu geçen 6 gün oldu. Göz açıp kapayana kadar baktık ki iznimiz dolmuş, dönüş hazırlıkları başlamış....

Bu ziyarette yakın bir arkadaşımın köyde yapılan düğününe de katılmak nasip oldu. Düğün toplam 3 gün sürdü. Birinci gün akşam erkek tarafında "çemçerez gecesi" oldu, kına gecesi gibi birşey. O akşam gelinin saçlarına kına yakıldı. İkinci gün kız evinde yemek verildi ve düğün oldu. Aynı gün akşamda "kına gecesi" oldu. Üçüncü gün caminin bahçesinde dualarla damat giydirildi. Buna "damat donatma" diyorlar. Hemen akabinde yine yemek verildi. Daha sonra "horoza koşma" oldu. Bunda da gençler yalın ayak koşarak yarıştılar ve koşu yolunun sonunda tutlan horoza ilk dokunan horozu kazandı :)))). En ilginç tarafı buydu benim için. Bu adet nereden gelir, ilk nasıl ortaya çıkmış bilmiyorum ama en eglenceli ve heyecanlı bölüm olduğu kesin :))) . Bunun sonrasında ise gelin alma oldu. Bu düğünü görünce ne kadar kolay evlenmişim diye düşündüm :))))))).

Bizim oralarda düğünler yemekli olur, bakır kazanlarla yemekler pişer. İki gün herkeze yemek verilir. Menünün vazgeçilmezleri ise keşkek, helva ve pilavdır. Yemeklerin fotografları peşinde koştururken düğünün hiç fotoğrafını çekmemişim :).


Keşkek bir gece öncesinde pişirilir ve samanlığa gömülür (sanırım sabaha kadar sıcağıyla kalsın demlensin diye). Ertesi gün içine et atılır ve ezilir. Üzerine tereyağı eritilir.














Osmancık'a (Çorum) gidilirde leblebi almadan dönülür mü??? Bizde dönüş yolculuğumuza çıkarken leblebiciye uğradık. Leblebi deyip geçmeyin, tahmin edemeceğiniz kadar çok çeşidi var; tuzlu, baharatlı, şekerli, soyalı, acılı, sade, çıtır, çikolatalı, sütlü vs vs.... Leblebiciler rengarenk :). Yolunuz Osmancık'tan geçerse leblebi almadan geçmeyin ;)

Bunlar eşimin makinasından kareler....















 
MySpace Backgrounds